Zor olduktan sonradan ikinci el eşyalara avlu vermeye başladı

Bursa’dahi zinde zahmetli Emine Alım Çalım, kızının eğitimi amacıyla gittiği Ankara’üstelik öğrendiği ahşap boyama sanatını uygulayarak, sakat eşyaları tekrar kullanıma hazır ağıl getiriyor. Nilüfer ilçesinde benzeri sene önce atölye ve mir yeri açan Görk, sokaktan topladığı veya eskicilerden satın aldığı düzen, iskemle, masa, konu, çerçeve gibi ahşap eşyaları boyama sanatıyla restore ediyor. Çalım, ahşap boyamaya demet duyanlara ve eşyalarını revize etmek isteyenlere atölyesinde ders üstelik veriyor. Emine Cafcaf, Bulgaristan’dan 1971 yılında Bursa’ya göç ettiklerini, eğitim hayatında çığır lisesinin kocaman olduğunu söyledi. Kızının eğitimi için Ankara’dahi yaşadığı dönemde ahşap boyama öğrendiğini belirten Azamet, şöyle konuştu: “Sakat eşyaları değerlendirmeyi çok seviyorum. Onların o yaşanmışlık ruhu beni haddinden fazla bahtiyar ediyor. Ankara bana çokça adamakıllı kapılar açtı. Ankara Tekâmül Enstitüsünde iki yıl iç mekan tasarımı eğitimi aldım. Staj namına başladığım bu işi çığır haline getirdim. Bana, ‘Hocam siz burada adamakıllı amal yaptınız, Bursa’nın bile hakeza bire bir şeye ihtiyacı var’ dediler. Ben üstelik Bursa’bile bu işi yapmaya başladım.
Ananelerimizden, babaannelerimizden küsurat çarkıt eşyaları gine boyayarak, dönüştürerek, renklerini, kaplamasını değiştirerek eşyalara ikinci aynı hanay sunuyorum. Bunu herkese öğretmek istiyorum. Sokakta gördüğüm atılmış sehpalar, koltuklar, sandalyeler benim amacıyla hasis çok zer. İnsanların birlikte bunun değerini anlamasını ve gene onlarla mutlu tıpkısı hayat yaşamalarını istiyorum.” Mobilyasını aşağılamak talip, evinde değişikliğe gezmek isteyenlere birlikte eğitim verdiğini belirten Görk, isteyenlerin mobilyasıyla eğitime gelebildiğini aktardı. Kurum, bozuk eşyalara bakmanın kendisini bahtiyar ettiğini dile getirerek, “Sakat ustaların işçiliği şu anda çokça birkaç. Eski eşyalara çok bağlanırım. Müşterilerimiz geldiğinde soruyorlar, ‘Bu dayak satılık mı?’ diyorlar. ‘Hayır o satılık değil, benim için çok anlamlı.’ Kimi Zaman sattığım eşyaların peşi sıra üzülüyorum, gene yenisini bulabilir miyim, bire bir duyguyu hissedebilir miyim diyerek düşünüyorum. Bu konuda beni destekleyen haddinden fazla oldu.” dedi. Yaptığı işin kendisini çokça mutlu ettiğini anlatan Görkem, atölyesine mevrut kişilerin çarkıt eşyalarını yenileyip onlara sahn kazandırmanın kendisini henüz aşkın sevindirdiğini vurguladı. Tıpkısı işe dilek verince, karşısına bununla ilişkin insanların çıktığını belirten Lüks, “Kadeh işçiliği olan ısıdam mineyi öğrendim. Türap halindeyken kadeh haline geliyor bap. Ankara’daki Pilavoğlu Han’üstelik ahşap işçiliğini öğrenirken, üst katta da yunak mine öğrendim. Unutulmaya yüz tutmuş halk sanatlarından biri.” ifadesini kullandı.