Koleksiyonunu benzeri kafede sergileyen Ljevar, kahveyle ilgili eşyaları 10 yıl önce toplamaya başladığını ifade ederek “Hollanda’ya gittiğimde bire bir kafenin duvarında kabil soy kahveler görmüştüm. Ego da kahveyi haddinden fazla severim. Bu sevgimi kahveyle ilişik olan herhangi bir eşyayı toplamayla bitmeme ettirdim.” dedi. Raflarda dizilen kahvehane fincanları ve tabaklarını görenlerin bunları ilgiyle izlediklerini anlatan Ljevar, “Bazıları eşyaları alıp solmak istiyor. Bu nedenle çoğunu raflara yapıştırarak sabitledik. Onları da anlıyorum. Ego dahi böyle tıpkı özdek görsem tıpkı tanesini alıp alışmak isterdim.” diye konuştu. Ljevar, bazı eşyaların sergilenmediğini belirterek “Kahvehane fincanlarının yanında dünyanın dört bir yanından getirdiğim kıraathane çeşitleri, sakat kahvehane değirmenleri, çağdaş kahvehane makineleri da sergileniyor.” ifadelerini kullandı. Çekya’dan aldığı billur kıraathane takımının ayrı ayrımsız yere cemaat olduğunu belirten Ljevar, koleksiyonun köylü kalanını Sırbistan ve Hırvatistan’dan aldığını anlattı. Ljevar, hele filo pazarlarında kânunuevvel geçirmeyi sevdiğini anlatım ederek “Fincanların bazılarına bire bir, iki avro gibi eğlenceli rakamlar ödedim. Bazıları ise 100 euroydu. Koleksiyonuma haddinden fazla zaman ve servet yatırdım.” dedi. Kafeye mevrut insanların fincanlarla foto çektirip burayı içtimai iletişim araçları hesaplarından paylaştığını belirten Ljevar, “Esasen daha önceki eski radyolar biriktiriyordum. Bilahare kıraathane fincanlarına kaydı bandaj alanım. Belki gelecekte dahi apayrı aynı özdek peki.” diyerek konuştu. Ljevar, bozuk motosikletlere üstelik bandaj duyduğunu; cemaat olduğu 10 motosikleti birlikte tıpkısı gün sergilemek istediğini dile getirdi.