Türkiye, 41 yılın yer yağışsız ikinci ekincilik sezonunu yaşıyor

Türkiye’üstelik susuzluk hayvancılık ve tarımı vurdu. Ürünler kuraklıktan gelişemedi, hasat zamanları değişti, rekolte düştü. Azalan ürünlerin fiyatı arttı. Bu zaman çiftçinin beklentileri karşılanamadığı kabilinden çıktı ekecek ürünler üzere bile suya elan beş altı ihtiyaç mahsus tohumlara yöneldi. Yetkililer üstelik sulama üzerine daha tasarruflu ve bir iki kibar çözüm bulmaya yöneldi. Türkiye’da akarsu/tarım yılı yağışları verilerine göre 2021, serencam 20 yılın sunma kurak, 41 yılın ise 2. arz yağışsız senesi namına kayıtlara geçti. Türkiye’da akarsu/tarım yılı yağışları, rastgele sene 1 Ekim’le ile ayrımsız ahir yılın 30 Eylül’üne kadar ki dönemde, Hava Bilgisi Genel Müdürlüğü yoluyla izlem edilerek hesaplanıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere bakarak, Türkiye’de sıcaklıkların sezon normallerinin üzerinde gerçekleşmesi zımnında yağışlar de azaldı. Türkiye’de mufassal yıllar akarsu/tarım yılı yağışları ortalaması 574 milimetre namına ölçülürken, 2021’dahi bu cirim 465,5 oldu. Ülkede 1981’den sonraları ekincilik sezonu yağışlarının bildirme düşüğü 2001 yılında yaşandı. 2021 akarsu/tarım yılı yağışları ise son 41 yılın yeryüzü yağışsız 2. senesi namına kaydedildi. 2021’de yağışlar etraflı yıllar ortalamasına bakarak yüzdelik 19 azaldı. 1989 akarsu/tarım yılı yağışları genişlik yağışsız 3. sene olarak kaydedildi. Ayrıca Marmara ve Karadeniz Bölgesi’nde 2021 su/tarım yılı yağışları ayrıntılı yıllar ortalaması normali civarında kaydedildi. Yağışlar Ege’de yüzde 18, Akdeniz’dahi yüzdelik 24, İç Küçük Asya’dahi yüzde 22, Gün Doğusu Anadolu’bile yüzdelik 32, Güneydoğu Küçük Asya Bölgesi’nde yüzde 39 azalarak kayıtlara geçti. Öte yandan 2021 su/ekincilik yılı yağışları Fırat-Dicle ve Van Gölü havzaları akarsu/ekincilik yılı yağışları sonuç 90 yılın en bağan seviyesinde ölçüldü. İstanbul Kültürlü Üniversitesi Rum BİL Patika Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Meteoroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Cesaret Özdemir, Türkiye’nin yarı kurak iklime ehil olmasının tarımda bazen mesail yarattığını söyleyerek, kuraklık nedenlerini şöyle sıraladı: “Kural Dışı kentleşme, nüfusunun artması, göçün aceleci bir şekilde ekincilik alanlarından şehirlere akla yatkın kayması, barajların kenarındaki kentlerin oluşması tabana suyun gelmemesine amil oluyor. Yağışların bu sene ve önümüzdeki yıllarda azalması tarımsal açıdan bazı sorunları ortaya çıkarabilir. Akarsu kıtlığı, su stresi olan bir mutluluk durumundayız amma fikirli bire bir şekilde davranarak bu durumu avantaja çevirebiliriz.” Türkiye’dahi devletin akarsu üstüne çalıştığının altını çizen Özdemir, “Son 20 yılda 6’nın üzerinde baraj ve 150’ye yakın hilaf barajı yapıldı. Bunlar devreye girince akarsu kıtlığımız azalacak ama bu genişlik esasen yağışlara mecbur. Barajların etrafına en ufak bire bir yerleşim yeri yapılmaması, olanların da banko yıkılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.