Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kabine Toplantısının ardından kameraların karşısına geçerek ekonomide yıpranmamış adımları açıklaması sonra döviz kurları gerilemeye başladı. Türk Lirası’nın döviz karşısında yeniden derece kazanmaya başlamasının peşi sıra yaptığı Millete Sesleniş konuşmasında şu ifadelere düz verdi: “İşte Türkiye bu, çağcıl Türkiye bu. Biz bunun ast yapısını oluşturduk, oluşturuyoruz. Görüldüğü kabilinden, Türkiye ne buz pateni yapıyor, ne geriliyor, cemi bilakis daima bakir ataklarla hedeflerine akıllıcasına ilerliyor. Kurdaki dalgalanmanın kat açtığı vuzuhsuzluk, ülkemizin gerçek görünümünü yansıtmıyor. Rastgele şeyden ilk vatandaşlarımızın ve firmalarımızın bankalarda yüzlerce bilyon dolarlık mevduatı bulunuyor. Yastık altındaki dövizi saymıyoruz bile. Yani esasta ülkemizde döviz kıtlığı değil, döviz bolluğu var. Ülkü ekonomik gerekçelere dayanıksız, bazı bodur vadeli idrak gayesi güden, kimi daha değişik amaçlar haiz döviz taleplerinin dönemsel yükselişidir. Halihazırda böyle ayrımsız süreç yaşıyoruz. Döviz alımına müteveccih psikolojik meyil ortadan kalktığında, bütün gelişigüzel bu bolluğun nimetlerini görmeye başlayacağız. Tekrar ülkemizde galiba kesimlerin dövizdeki yükselişi vesile ederek, hangi kurdaki hangi global dünyalık fiyatlarındaki artışla mütenasip olmayan fiyatlandırmalar yazmak aracılığıyla haksız vergi peşinde koştuğunu görüyoruz. Birilerinin özellikle canını yakma pahasına, bunların de önünü keseceğiz. Geri vesayetle savaş ederken, darbecilere alın koyarken, yıldırı örgütlerinin başını ezerken şüphesiz kimsenin gözünün yaşına bakmadıysak, şimdi bile ekonomide benzeri yöntemi izleyeceğiz. Buradan kilitsiz küreksiz ilan ediyorum. Gelişigüzel kim düzem spekülasyonuyla, fahiş denk oyunuyla, repo baskısıyla dünyadaki gelişmeleri tersyüz ederek ülkemizi imdi geçerliliği kalmamış iktisat modellerine yönlendirerek, bizi yolumuzdan döndürebileceğini sanıyorsa yanılıyor. Bu yoldan aktarılma namevcut. İşte görüyorsunuz, yatırımlar artıyor. Parası, finansa erişimi olan herkesi yatırıma, üretime davet ediyorum. İstihdamımız artıyor. Sanayisiyle, tarımıyla, turizmiyle, hizmetler sektörü ile seçkin alanda istihdamı güçlü şekilde destekliyoruz. Üretimimiz artıyor, fabrikalarımız durmaksızın çalışıyor. İhracatımız artıyor, zahir söylüyorum, ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Araçlarınızla Anadolu’ya giderken, herhalde otobandaki tırları görüyorsunuz değil mi? Bu tırlar nereye gidiyor, hangi taşıyor, ne getiriyor? İşte bunların hepsi ihraç ürünlerini taşıyor ve yollarımız tırlarla kırcı. Evvelce tenhaydı bu yollar amma deminden buut farklı. Yollardaki, gümrük kapılarındaki, kamyon ve tır trafiği kargo uçakları, angarya trenleri dünyalık taşımaya yetişemiyor.”