Uzaya açılan esrarlı kapılar: Asteroitler

Tekno Gök 6. Departman : ”Uzaya açılan esrarlı kapılar: Asteroitler” Asteroitler, gezegenlerin ve uyduların oluşumundan artakalan malzemelerin öbekler halinde birleşmesiyle oluşan gök cisimlerine deniyor. Gündüz sistemindeki asteroitlerin balaban bölümü, Erendiz ile Merih arasında vadi kayran Asteroit Kuşağı’nda düz alıyor. Fakat bunlardan bazıları yörüngeden ayrılarak Gündüz sisteminin iç kesimlerine savrulabiliyor, başkaca Dünya yörüngesine büyüklüğünde girip kayırıcı yaşamını yıldırma edebiliyor. Veri insanları, eskiden dinozorların neslinin tükenmesine kere açan olayda olduğu kabilinden Dünya üstünde deli dolu yaşamına ve katıksız çevreye balaban zararlar verebilecek cidal olasılığına karşı, Dünya’ya mail asteroitlerin yakından izlenmesi ve anlaşılmasının önemini rastgele defasında vurguluyor. İngiliz gök bilimci Edmund Halley, Fasıla 1694’te Kraliyet Malumat Cemiyeti’ni müstacel toplantıya çağırmıştı.Kuyruklu yıldızların güzergahlarını inceleyen Halley, bunlardan bazılarının Acun yörüngesiyle kesiştiğini, bu durumun asteroit çarpışmalarını belkili ağıl getirdiğini ilk defa açıklamıştı. Demincek sizleri 20. yüzyılın başlarına, Rusya’evet götürelim: Bu esrarlı olayı, daha önce Teknoloji Tarihi yazı dizimizin 8. bölümünde detaylarıyla sizlerle paylaşmıştık. Yeniden da ufak bir anımsatma yapmakta fayda var. 30 Haziran 1908 günü sabah saat tahminî 07.45 sularında, Sibirya’nın ölçülü kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı namuslu büyük ayrımsız patlama gerçekleşti. Bu patlama önceki başta sıradan tıpkısı fenomen kendisine görülebilir, fakat 10-15 megatonluk aynı şiddetli kütlesinin patlamasına eşdeğer bu patlama, Hiroşima’ya gerçekleştirilen atom bombası saldırısından bin bitirme elan hararetli. Patlamaya tanık olanlar insanlar, neredeyse Zaman kadar sağlam, gökçe bire bir mum gördüklerini belirttiler.. Sonraları ortaya sâdır verilere göre bu dev patlama, 80 milyon büyüklüğünde ağacın bulunmayan olmasına ve 3 bin  kilometrekarelik alanın hasar görmesine etmen oldu. Patlamanın hastalık olduğu yer sarsıntısı ise Avrupa’daki birçok rasathaneden birlikte kaydedildi.Ayrıca patlamanın etkisi, izleyen biraz dönme boyunca Asya ve Avrupa’nın mukavemetli haddinden fazla kesiminde gökyüzünün geceleri parlamasına nöbet açtı.
Moskof bili insanları marifetiyle yapılan eskimemiş izahat, bu patlamanın nedeninin bir asteroit olabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlara bakarak demirden oluşan bir asteroid, büyük bire bir hızlı atmosfere girerek 10 ila 15 bin kilometre arasındaki benzeri yükseklikten geçip gitti. İşte bu intikal, Tunguska’daki dev patlamanın yaşanmasına sebep oldu. Vukuf insanları, atmosfere giren asteroidin 100 ila 200 metre çapa ve saniyede 20 kilometre hıza cemaat olduğunu ifade ediyor. Ancak bu ifadeler şu ain amacıyla bire bir tahminden öteye gidemiyor. Dünya ’ya doğru tıpkı feza kayasına karşı korunmak, asuman taşlarının hareketlerini titizlikle izlemeyi ve gerektiğinde müdahale ederek yönlendirmeyi gerektiriyor. ESIR Havacılık ve Gök Ajansının (NASA), “Asteroid İkilisi Baştan Manipülasyon Testi” (DART) adı sunulan gök görevi kapsamında, feza aracıyla aynı asteroite çarparak onun yönünü ölçülebilir şekilde değiştirmeyi amaçlıyor.DART gök aracı, asteroidlerden daha amiyane olan ve 170 metre çapındaki Didymos b ’ye çarptırılarak yörüngesinden saptırmaya çalışacak. Çarpışmayı görüntülemek amacıyla İtalyan Uzay Ajansınca (ISA) geliştirilen, “LICIACube” ünlü aynı belli belirsiz mikâp peyk, DART uzay aracına haremlik edecek. Öte yandan Avrupa Uzay Ajansı (ESA), “Hera” adını verdiği araştırma görevi kapsamında 2024 ’te Juventas ve APEX mikâp uydularını Didymos b asteroidine göndererek yüklülük değerlendirmesi yapacak. Didymos asteroidleri Acun ’evet bildirme mail gök taşları adına biliniyor. Gök taşlarının 100 yıldan geçmiş Acun ’ya yaklaşması beklenmese birlikte sınav, seyyare savunması için asteroidlerin yönlerinin değiştirilmesi fikrini pratiğe dökmesi açısından müfit olacak. Öte yandan gezegenlerin ve diğer asuman cisimlerinin oluşumuna dayalı önemli ipuçları barındıran asteroitlerin gizeminin çözülebilmesi amacıyla çeşitli tetkikat da yürütülüyor. Japonya, “Hayabusa 2” feza aracıyla “Ryugu” asteroidinden, MEMLUK ise “OSIRIS-REx” gök aracıyla “Bennu” asteroidinden kayaç örnekleri toplamayı amaçlayan uzay görevleri yürütüyor.Asteroir Kuşağı’ndaki Apollo grubu asteroitleri arasında düz alan Ryugu ve Bennu, vukuf insanlarına Devir sisteminin ve Dünya’nın oluşumuna anlayış anahtar yıpranmamış bilgiler sunabilir. Asteroit Kuşağı’ndan ayrılarak Güneş’e mail tıpkısı yörüngeye yerleşen, arkası sıra tıpkı santrifüj savrulmayla yeniden Asteroid Kuşağı’na gelerek Dünya’evet mail bir yörüngeye yerleşen Ryugu’nun yolculuğu, asteroidlerin devinimine dair ipuçları barındırıyor. Güneş sisteminin er yapı evresinde şekillendiği anlaşılan Bennu ise yüzeyinde eli nimetli miktarda akarsu ve karbon molekülerinin izlerini taşıyor. Canlı yaşamının ortaya çıkmasına amelî bileşenlere bel fail izler, veri insanlarına Acun kadar gezegenin şüphesiz oluştuğuna dayalı yıpranmamış bilgiler sağlayabilir. Tekno Uzay’ın altıncı bölümünde, uzaya açılan esrarlı kapılar olan asteroitlere gelişmemiş aynı yolculuk gerçekleştirdik. Tıpkısı sonraki bölümde alelacayip feza yolculuklarıyla karşınızda olacağız. Aşağıdaki bağlantılardan Tekno Uzay alfabe dizimizin bir numara, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bölümlerine ulaşabilirsiniz.Çağ : ”Mars’ın derinliklerine gezi.” Tekno Uzay 2. Büro : ”Uzayda var olan şişman giz: Yağız delikler.” Tekno Feza 3. Departman : ”Gökyüzünün ışıldak sırları: Yıldızlar” Tekno Feza 4. Devir : ”Dünya’evet yer haddinden fazla benzeyen gezegen: Proxima Centauri b” Tekno Uzay 5. Devir : ‘Çağ sisteminin dışından gelen esrarengiz bilinçlilik: Oumuamua”.