Sherman ile “Yılın prodüktörü” dalında ödüle aday olan uzunçalar, Eryılmaz’ın, Silifke özellikle kalkışmak üzere Trakya, Ege ve Antakya kabilinden Anadolu’nun bir nice yöresinin halk müziğinden sabah yeli alarak hazırladığı, yazboz tahtası kaşık, bateri ve darbuka kabilinden Türk çalgılarını üstelik kullandığı ezgilerden oluşuyor. Ankara Çalgı Aleti ve Adamakıllı Sanatlar Üniversitesi İcra Sanatları Fakültesi Doktor Akademisyen, Erberk Eryılmaz  yaptığı açıklamada, geçmiş müzik eğitimini Hacettepe Üniversitesi Ankara Şevket Konservatuarı’nda aldığını, daha sonra ABD’ye anbean Hartt School, Carnegie Mellon ve Rice üniversitelerinde enstrüman çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Amerika’daki terbiye sisteminin öğrenciyi, araştırman müzikçi kendisine yetiştirmeyi hedeflediğine dikkati çeken Eryılmaz, “Orada benzeri müzisyenin kendine özgü olması çok altın. Tıpkısı müzisyenin saz tarihinde bir yerinin, işlerinin birlikte bir değerinin olabilmesi üzere kendine has olması geçişsiz.” dedi. Eryılmaz, Orta Doğu ve Gün Doğusu Avrupa el müziklerine ilgisi olduğunu, Amerika’dahi kaldığı sürece hem bu bölgelerin hem bile Anadolu’nun ahali müziğini öğrenmeye ve çalmaya çalıştığını, bunun bestecilik kariyerine dahi yansıttığını anlattı.Bu festivallerin folk müziği icralarında İsmail Lumanovski ve Mehmet Ulu Sanlıkol gibi uz müzisyenlerle haddinden fazla sefer sahneye çıktığını dile getiren Eryılmaz, şöyle konuştu: “Bizim asıl işimiz kendi müziğimizi tanımak ve oradan yola çıkmak. ‘Bolulu Ama Rasim’in tutkunlarındanım. Sağlıklı Sesler, benim için çokça yetişkin. Aynı maestro namına ahali müziğinden, dinleyici olarak bildirme tutkuyla tutkun olduğum müzikten yola çıkarak ona katkıda bulunmaya çalışan müzikler yapıyorum. Silifke halkiyat ekibi, civar ekibi Cavit Bakire ile beraber olan koskocaman kayıtları benim öncüm oldu diyebilirim.”
Carpe Diem yaylı dörtlüsüyle sabık yıl Amerika’üstelik “Dances of the Yogurt Maker” adlı benzeri resimlik çıkarttıklarını tamlayan Eryılmaz, albümde yaylı araba dörtlüye kendisinin de piyano, tahta kaşık, bateri ve darbukayla zevcelik ettiğini söyledi. Eryılmaz, albümün hem öz müzik zevkini yansıttığını hem birlikte Türk el müziğinin, Türkiye’deki ayrımlı kültürlerin etkileşiminin ürünü olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.Bu bile bizi çokça heyecanlandırdı. Sherman, orada efsanevi tıpkısı prodüktör. Bizim kaydımıza geldiğinde albümdeki 6 eseri birlikte detaylıca biliyordu, müzisyenleri yönlendirdi. Ben de onun müziğe göz açısına şahit kendisine kâmil aynı tecrübe yaşadım.” dedi. Eryılmaz, 31 Ocak’ta sahiplerini bulacak Grammy ödüllerini heyecanla beklediklerini kaydetti. Erberk Eryılmaz, 15 yıl yaşadığı Amerika’dan Türkiye’ye, Ankara Saz ve Domuzuna Sanatlar Üniversitesi’nde görev kabul etmek üzere döndüğünü anlattı. Türk müziğinin ve dünyadaki türlü tekniklerin öğretildiği ayrımsız terbiye kurumunun Türkiye’de olmasının kendisini motive ettiğini vurgulayan Eryılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Bizim asıl hedefimiz, Türk müziğine bir katkıda mevcut olmak. Modern, bu coğrafyanın müziğini ve dünyadaki bütün teknikleri bilici, öğrenen, öğrenmeye meydanda, araştırmaya açıkça nesillerin olmasını sahne ediyoruz. Bura üstelik beni o konuda çok heyecanlandırdı. Çok altın hocalarımız da var. O yüzden burada olmaktan mutluluk duyuyorum.” Eryılmaz, öğrencilerin özgürcesine kendilerini tabir etmesinin önemine dikkati çekerek, “Terbiye planlarını hazırlarken haddinden fazla çalıştık.yüzyılda asla aynı öğrenciye ‘şu tarzda saz yapmalısın, bunu yapmalısın, şurası yapmamalısın’ diyemeyiz. Öğrencinin dünyadaki değişik müzik tekniklerini ve Türk müziğini uzun, analitik bir şekilde öğrenmesini gönül ediyoruz.” dedi..