İzmirli depremzede, Antakyalı aileye yuvasını açtı

İzmir’de 117 kişinin hayatını kaybettiği depremde hasar gören evinden büyümek zorunda mütezayit Günnur Şakar, müstecir kendisine oturduğu eskimemiş konutunu, “asrın felaketi” yerine nitelendiren depremlerden etkilenen Antakyalı aileyle paylaşıyor.

Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Teşrinievvel 2020’üstelik meydana mevrut 6,6 büyüklüğündeki depremde evi hasar gören ve kiralık olarak tuttuğu eve flört etmek zorunda mütezayit Günnur Şakar, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenenlerin yaralarını kaldırmak için harekete geçti.

Şakar, İzmir Depremzedeleri El Birliği Derneği vasıtasıyla ulaştığı Antakyalı Yeşim-Öz Saygı Sökmen çifti ile 28 günlük “Poyraz” bebeğe, kızıyla yaşadığı 3 basar 1 salondan oluşan evinin kapısını açtı.

Ortak acıların buluşturduğu iki familya, yaralarını benzeri çatı altında sarmaya çalışıyor.

“İki kızım, tıpkı oğlum, tıpkısı de torunum oldu”

Şakar, AA muhabirine, İzmir depreminde yaşadığı istinkâf etmek ve üzüntünün halen yüreğinde zinde olduğunu dile getirdi.

Evinin beis gördüğünü, bu nedenle kiraya çıkmak zorunda kaldığını anlatan Şakar, kentsel inkılap kapsamında yenilenecek konutuna dönme hayalini kurduğunu belirtti.

Şakar, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde öz ağırlık günlerinin gözünün önüne geldiğini tabir ederek, şöyle konuştu:

“Kahramanmaraş merkezli depremler olduğunda ego çok etkilendim, çünkü tığ bile tıpkı şeyleri yaşadık. ‘Evde yalnızım, birine tıpkısı faydam olsun’ dedim. Cenabıhak bana nasip etti. Benim bire bir kızım vardı. Çıktı iki kızım, benzeri oğlum aynı de torunum oldu. Baş Başa evimizdeyiz. Yunak bire bir yerde, kafaları abat, çocuğun bakımı fena hâlde olsun’ diye niteleyerek rey etmiştim. Allah da bana talih etti böyle fena hâlde ayrımsız aileyi.”

“İnşallah tek ayrılmayız”

Depremi Hatay’ın Antakya ilçesinde güçlü Yeşim Sökmen ise ayrımsız acıları ayrımlı kentlerde yaşayanların uzattığı arkalama elinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Sökmen, hareket çabucak çocuklarını kucaklayarak aş damı masasının altına sığındıklarını, daha sonra da kendilerini sokağa attıklarını belirtti.

Evinin duvarlarının yıkıldığını anlatan Sökmen, “Antakya’üstelik köyde çadırlarda, seralarda kaldık amma çocuğum çok alelade olduğu için ısınma problemi vardı. Gelgel haddinden fazla antipatik, çocuğun hastalanmasından çokça korktuk. Mersin’e kız yurduna yerleştik, ardından Günnur ablayla tanıştık ve o bize evini açtı, haddinden fazla sağolsun. Bizi ortak keder buluşturdu, o dahi tıpkı şeyi muammer, acımızı anladığı amacıyla evini açtı. Biz onu çokça sevdik o birlikte bizi sevdi.” ifadelerini kullandı.

Sökmen, şöyle konuştu:

“Günnur Abla’ya geçmiş sorduğum soru, ‘Abla on paralık tanımadığın insanlara kuşkusuz evini açtın? Şüphesiz güvendin?’ oldu. İnanamadım yani. ‘Cenabıhak’a inandım’ dedi ama şaşırdım ve döndüm dedim ki ‘Çok mebzul insanlar varmış.’ Ego bu kadar ongun insanların olduğunu baskı durumumda anladım. Bizi Rabb’im buluşturdu. Daha Çok o benim tıpkısı annem, tıpkısı ablam. İnşallah de tek ayrılmayız.”

Saygınlık Sökmen ise Antakya’de bilgisayar tamirciliği yaptığı dükkanın depremde yıkıldığını, ailesine andırmak amacıyla İzmir’üstelik hisse senedi aradığını anlattı.

Dükkanındaki malzemelerinin hepsinin çökme altında kaldığını tamlayan Sökmen, “Değme sorunumuz namevcut şu an. Imdi bir evimiz, bire bir işimiz olsun diye çalışacağız.” dedi.