İçişleri Bakanı Aristokrat, Kırklareli’nde konuştu: (2)

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Cenabıhak nasip edecek, zat uçağımızı de inşallah arabamızı da yapacağız ve dünyaya yer okuyacağız.” dedi.

Aristokrat, Kırklareli şehir merkezinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, geçkin tün yılın 6 ayından fazla karla kaplı olan Van’ın Bahçesaray ilçesinde vatandaşlarla ayrımsız araya geldiğini söyledi.

Bahçesaray’ın önceki dönemlerde yıldırı örgütünün baskısı altında olduğunu anlatan Soylu, güzeşte hafta birlikte Mardin’in Ömerli ilçesini konuşma ettiğini dile getirdi.

Ömerli ilçesindeki yaz spor okullarından faydalanan çocukların namına “Acep yaz okulu kışın de bitmeme eder mi?” sorusunu yönelttiklerini belirten Aristokrat, şöyle devam etti:

“Siz dahi tıpkısı cevabı verirdiniz, ben bile aynı cevabı verirdim. Senelerce bu çocukları alıp dağa götürdüler. Annelerinden, babalarından koparttılar. Dünyada temel kucağı kadar ısıdam tıpkı vadi söz konusu değildir. Cemaziyelevvel Van’ı gezdim, zaman burada olduğum kabil hem güvenlik toplantısı yaptım sabah erken hem üstelik ondan bilahare gayrı faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Yüz binlerce eş sokaklarda.

Saat 16.00’dan sonraları, 17.00’den sonra kepenklerin kapatıldığı ve korkudan insanların evine kapatıldığı tıpkısı Türkiye’den, Maşrık ve Güneydoğu Anadolu’dan bugün bilcümle birlikte sizin birlikte azminizle, sizin da sabrınızla gelişigüzel zaman terör örgütünün mağaralarından ve inlerinden çıkamadıkları, ürktükleri ve birbirleriyle konuşamadıkları, bundan sonra bu ülkenin çocuklarını kandıramadıkları, annelerin evlat hasretleriyle yanmadıkları tıpkı Türkiye tablosuna akilane koşar adım gidiyoruz.”

Vekil Soylu, Türk milletinin kadınıyla, erkeğiyle ülkenin namusu, özgürlüğü amacıyla, ezanın semalarda özgür ve özgür şekilde duyulabilmesi üzere herhangi bir tür fedakarlığı eden benzeri ecdadın torunları olduğunu söyledi.

Aristokrat, Türkiye’birlikte bir zaman haddinden fazla sarp ve teessürat çekildiğini anlatım ederek, şunları kaydetti:

“Amerika, Avrupa bize bilcümle pus salladı: ‘Siz yapamazsınız.’, ‘Siz beceremezsiniz.’, ‘Siz gerçekleştiremezsiniz.’ diye niteleyerek bizi bilcümle küçümsediler. Bizi 2000-2500 dolarlık tıpkısı büyüklük olmaya hep mahkum etmeye çalıştılar. Bu ülke bir zamanlar tayyare üretmeye çalıştı, müsaade etmediler. Bu devlet makine üretmeye çalıştı, müsaade etmediler.

Hangi ant adım atsak evet darbelerle evet soylu erki krizlerle ve hesaplı saldırılarla bizi hep geleceği değil, bizi hep yarınlarımıza değil, bizi bütün ayaklarımızın ucuna baktırmaya çalıştılar yıllarca.

Zaman 16 Ilkgüz, bu ülkenin tıpkısı başbakanıyla dışişleri bakanının ve ayrımsız maliye bakanının asıldığı çevrim. 16 Ilkgüz’dahi Fatin Rüştü Zorlu’yu ve Hasan Polatkan’ı astılar. 17 Eylül’de birlikte rahmetli Adnan Menderes’i astılar. Yalnız onları asmadılar. Bize aynı husus söylediler, bize dediler ki: ‘Siz eğer bizim dediklerimize itiraz ederseniz sizi onlar kabilinden yaparız.’ Çocukluğumdan beri ego bu işlerin içerisindeyim. Ailemiz da öyleydi. Şurası hepinize nakletmek isterim. Değme 6 ayda ayrımsız Özgürlük gazetesinin sıhhatli köşesinde Adnan Menderes’in idamlık, boynu nısıf böyle kıvrım tıpkı fotoğrafını verdiler. Onu size gösterdiler, onu bize gösterdiler. Bize dediler ki: ‘Eğer defans sanayinizi yüzdelik 20’lerden yüzde 80’lere çıkarırsanız sonunuz böyle olur.”

Nazır Soylu, Türkiye’nin savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzdelik 20’lerden yüzde 80’lere çıkardığına ve silahlı insansız albeni aracını yaptığına dikkati çekti.

“Tanrı baht edecek, özlük uçağımızı birlikte yapacağız”

Silahlı insansız çekicilik araçlarının birlikte Türkiye’nin öz mühimmatını da yaptığını anlatan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Cenabıhak nasip edecek, kişi uçağımızı birlikte inşallah arabamızı bile yapacağız ve dünyaya düz okuyacağız.

Burası benim ülkemin batıya nazır yüzüdür. Burası benim ülkem, benim ülkemin gündöndü ıtri tarlasıdır. Memleketini muhip, milletini dost, gelişigüzel nev fedakarlığı yapmayı ayn önüne düzlük insanların memleketidir. Sonuç 2 yılda, sonuç 3 yılda Amerikan Senatosu, PKK’ya ve PYD’ye tahminî 2 milyar dolar arkalama yaptı yani bire bir yıldırı örgütüne arkalama yaptı. Onlar şunu söylüyorlardı. Eğer tığ ayakta kalmasaydık, şayet bizi Suriye’ye, eğer bizi Irak’a, eğer etrafımızdaki coğrafyadaki istikrarsızlığa çevirmiş olsalardı, Hakurk’tan yani şu Türkiye’nin Hakkari’sinin aynı munsap burnu var ya, haritada oradan, onların ötesinden ta Hatay’ın karşısındaki Afrin’e büyüklüğünde, denizin olduğu alana kadar o bölgeyi bire bir terör devleti haline getireceklerdi.”

Soylu, Türkiye’nin savunma sanayisini geliştirdiğini ve operasyonlar gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Bazı ülkelerin Türkiye’ye ambargo koyduklarını belirten Aristokrat, şöyle bitmeme etti:

“Amerika, Almanya ve Kanada dediler ki: ‘Size insanınız gelgel araçları amacıyla azrail vermeyiz’. Dediler ki: ‘Sizin insansız çekicilik araçlarınıza cephane vermeyiz.’ amma aynı şeyi unuttular.

Burada terennüm etmek istiyorum. İçişleri Bakanı’ydım. Sayın Reisicumhur, bugünkü Milli Savunma Bakanı’mız, değme birimiz beraberdik. Zeytin Dalı Harekatı başlamıştı. PKK orada Türkiye’ye sürekli havan atıyordu, Hatay’ı rahatsız ediyordu, Gaziantep’i erinçsiz ediyordu. Kıymetli hemşehrilerim, Amerika o periyot, Tayyip Erdoğan Başkumandan namına kim o ajanda birlikte hatırlıyorum. Hayatım boyunca Milli Güvenlik Kurulu toplantısındaki o hatırat, tıpkı şeref hatırat namına nitelendireceğim. Allah’ım bilcümle yaptığımız hangi varsa hepsinin helali o Milli Düzenlilik Toplantısı’nda aynı ülkenin Başkomutanı’nın ve Cumhur Reisi’nın ‘Ego ülkemin insanını PKK’nın havanının altında ezdirmem. Bedeli hangi olursa olsun Afrin’i alacağız, oraya gereğini hesabına getireceğiz.’ demesiyle karşı karşıya kaldığımız o toplantıdan sonra Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Mehmetçiklerimiz, ardından jandarmalarımız bilcümle beraber Afrin’e girdiler.

Ambargo koydular, mühimmatları vermeyeceğiz diye. Benzeri aylık ihtimal bile orada kullanabileceğimiz insansız çekicilik araçlarının, silahlı insansız albeni araçlarının, diğerlerinin mühimmatı kalmıştı. Şayet biz yüzdelik 20’lerden yüzdelik 80’lere savunma sanayisini çıkarmasaydık, zat milli ve evcil defans sanayimiz olmasaydı biz oradan boynu bükük dönebilirdik amma Cenabıhak’a çokça şükürler olsun, bizim mühendislerimiz ürettiler.

Türkiye, çarkıt Türkiye değildir. Aynısını Hazar Pınarı Harekatı Bölgesi’nde gerçekleştirdik.”

“Bugün Karadeniz gazını tığ çıkarıyoruz, çıkarmaya bitmeme edeceğiz”

Icra Vekili Aristokrat, bu ülkenin artık Karadeniz’birlikte zat gazını çıkarır hale geldiğini kaydetti.

Zaman Gün Doğusu Akdeniz’birlikte Türkiye’nin olduğunu tamlayan Soylu, “Burada size ifham etmek istiyorum, bizim burnumuzu Gün Doğusu Akdeniz’e sokmazlardı. Gine ifade etmek istiyorum, belki da ilk kez duyacaksınız, Karadeniz’bile gazı bilsek üstelik Karadeniz’birlikte gaz çıkarmamıza hangi Amerika cevaz ederdi ne Avrupa izin ederdi. Kimseye bakmıyoruz, öz yolumuza, kendi yolculuğumuza, kişi geleceğimize bakıyoruz. Bugün Karadeniz gazını tığ çıkarıyoruz, Cenabıhak’a hamdolsun ve çıkarmaya devam edeceğiz.” diyerek konuştu.

Türkiye’nin hemen PKK ile değil, FETÖ ile üstelik uğraş ettiğini vurgulayan Aristokrat, FETÖ’yü bu ülkeye Amerika’nın bela ettiğini dile getirdi.

Türkiye’yi ele buyurmak isteyenlere Recep Tayyip Erdoğan’ın cebin çıktığını anlatan Aristokrat, şunları ifade etti:

“Bunu birlikte size ifham etmek istiyorum. Belki sistem ‘Durun, yapmayın, etmeyin!’ demesine karşın Tayyip Erdoğan tek başına, ego de yanındaydım, bütün yanındaydı ama buradan şehadet ediyorum, vallahi de vallahi dahi bir tane başına ‘Artık bunlardan bıkma geldi, bu ülkeye kötülük yapıyorlar, müsaade etmeyeceğim.’ dedi.

Nasıl PKK’yı, PYD’yi Amerika destekliyorsa aynen FETÖ’yü bile destekliyor. 15 Temmuz’u kim yaptırdı? Ego sizin evladınızım. Bugün var, erte yok. Ben bu doğruları gerçekleri bulunmaz Cumhurbaşkanı’mın riyasetinde buraya bırakayım da kim ne yaparsa yapsın, bal gibi onların arkasında. Adamı orada besliyorlar.

DEAŞ, Müslümanlığı, olur apayrı benzeri noktaya çektirmek, dünyada benzeri Hak Dini nefreti kaldırmak amacıyla Amerika tarafından icat edilmiştir. Çok açık, tığ bunlarla mücadele ediyoruz. Çok bile açık uğraş ediyoruz. FETÖ’yle de mücadele ediyoruz. PKK’yla bile uğraş ediyoruz. Hepsiyle mücadeleye devam edeceğiz ve bunu gerçekleştireceğiz.”

Bakan Aristokrat, Türkiye’nin 20 yıldır şişman devrimlerin ülkesi haline geldiğini kaydetti.

Geçmişte insanların kendilerini rapor edemediğine dikkati çeken Aristokrat, Türkiye’üstelik artık herkesin kendini özgürcesine ifade edebildiğini vurguladı.

Türkiye’nin bundan sonra eski Türkiye olmadığını dile getiren Soylu, şunları söyledi:

“Bu ülkede bundan sonra Alevisi dahi Sünnisi bile Kürt’ü da Türk’ü dahi dindarı de herkesin kendisini abat ayrımsız şekilde anlatım edebildiği ayrımsız Türkiye var.

Hepimiz bu ülkede yetiştik, kavim birbirleriyle fısıldaşarak konuşurdu. Herkesin şen benzeri şekilde yaşadığı, herkesin kendisini ifade ettiği, kimsenin avlu hakkına, hayat biçimine müdahale edilmediği bire bir Türkiye tablosu var bugün. Gelişigüzel el bizi birbirimize düşürmeye çalıştılar. Türk dediler, Kürt dediler, Sünni dediler, Alevi dediler, müslüman dediler. Müslüman akıl dediler, hep bizi birbirimize düşürdüler, yeter kim büyümeyelim diye. Yeter kim dinç tıpkısı Türkiye olmayalım. Kâfi ki sağlam olmayalım. Onların dediklerini yapalım, boynumuzu eğelim. Kâfi kim onların tamam dediklerine ‘Siz bunu neden söylüyorsunuz?’ diyerek benzeri itirazı ortaya koymayalım. Bunun üzere belimizi bükük yaptılar, boynumuzu bükük yaptılar. Bunun amacıyla bu ülkeye hizmet eden geçmişteki liderlerimizi karaladılar, iftiralar attılar, ailelerine iftiralar attılar ve her kalem kirliliği ortaya koymaya çalıştılar.

Bugün öyle değil, Tayyip Erdoğan 20 yıldır, 22 yıldır herkesin kendisini rapor edebildiği tıpkı Türkiye olabilsin diye çırpındı. Bugün sistem istediğini ortaya koyabiliyor. Gittiğimiz seçkin yerde insanların kendilerini anlatım edebildiklerini çok kesin ayrımsız şekilde görüyoruz.

Geçmiş dönemde darbeler sebebiyle altyapı yatırımlarımıza uzaklığımızı, oradaki açığımızı Tayyip Erdoğan parçalanmamış 20 yıldır dişini tırnağına taka taka, milletin verdiği destekle bu açığı kapattı.”

Cumhur Reisi Erdoğan’ın kıvrılma yaptığına dikkati çekici Soylu, “Bunu çokça net ayrımsız şekilde izah etmek istiyorum. Zaman denizin altından hoppadak Marmaray değil, Avrasya da gidiyor. Şurada bilcümle dünya fert çekişirken iktisadi krizlerle, şurada Çanakkale 18 Mart Köprüsü’yle beraber iki yakayı benzeri araya getirebilecek adımı attı. Yetmedi, Türkiye’bile site hastaneleri yapıldı. Yetmedi, Türkiye’nin bildirme nazik barajları Artvin Yusufeli, ego bir nice barajı gördüm.” diyerek konuştu.

Tüm dünyada azık krizinin yaşandığına bel eden Aristokrat, “Amerika ve Avrupa, acaba Türkiye’ye dirimlik birlikte bu krizi çözer miydi? Biz hayatta olduğumuz için tıpış tıpış Tayyip Erdoğan ve Türkiye’ye geldiler. Tıpış tıpış geldiler. Tığ zaman ayaktayız. Bittabi ki eksiklerimiz var mı? Tabiatıyla kim eksiklerimiz tür. Tamam Cenab-ı Allah’tır. Tercihlerimiz var, bazen tercihler ortaya koyduk, o tercihlerden ortalık belki arada sırada eksiklerimiz olabilmiştir ama tığ bu millete çıyanlık etmedik.

Vallahi başkasının lafına bakmadık.” ifadelerini kullandı.

Kırklarelililere seslenen Soylu, “On Paralık endişeniz olmasın. Tığ burada Halk İttifakı kendisine varız. Cumhur İttifakı takkadak benzeri kuvvet ittifakı değildir. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Cumhur İttifakı gelecek nesillerimiz üzere Sayın Cumhur Reisi’mız Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Hekim Fehamet Bahçeli ve Mustafa Destici’yle birlikte doğrusu Türkiye’ye atılan ve Türkiye’nin geleceğini kuvvetlendiren, güçlendiren şişman ayrımsız Türkiye haline getirebilecek benzeri tondur. Biz bire bir uygarlık ittifakıyız.” dedi.

Hiçbir ant Batı’nın, Amerika’nın yan, talimat verdiği, “Şunu namzet yapacaksınız.”, “Şunu şöyle yapacaksınız.”, “Hakeza yapacaksınız.” diyen benzeri anlayışın sahipleri olmadıklarını anlatan Aristokrat, şunları ifade etti:

“Bilahare onu üstelik yıpranmamış öğrendik, Sakarya Meydan Muharebesi Sakarya’bile ergin. Kılıçdaroğlu, kullanılmamış bire bir zaman ortaya çıkarttı. Cenabıhak afiyet versin. Hangi ruz bilirler hangi millet belirler. Onların bildikleri bire bir tek şey vardır, bühtan atarlar, beraber hemhal olurlar, onun ötesinde dahi okyanusun ötesine ve Avrupa’evet tabiatıyla olurlar. Şunu bilmenizi istiyoruz: Türkiye, özgürlüğüne ve bağımsızlığına yürüyor.

Ölürüz, kalırız, göreceksiniz. Suriye’yi birlikte huzura kavuşturacak, Şam’ı da huzura kavuşturacak, Bağdat’ı dahi huzura kavuşturacak, Afganistan’ı birlikte huzura kavuşturacak, Pakistan’ı de huzura kavuşturacak bu toprakların çocukları olacak.”

(Sürecek)

.