Anadolu’nun mülevven mutfağı Ramazan’da öne çıktı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Fikret Soner, zinde beslenmemizde müstelzim dengeyi sunma gani şekilde hayata geçiren aynı aş damı kültürüne sahip olduğumuzu anlatım ederek, Ramazan’da kemirmek alışkanlıklarımıza değindi. Soner, Ramazan ayında akilane beslenmenin, tutulan orucun keyif sorunlarına öğün açmaması için şişman ehemmiyet taşıdığını vurgulayan Soner, bunu sağlamanın arz kebir yolunun ise yeteri kadar likit tüketmeye dikkat söylemek ve vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri tartılı bir şekilde almak olduğunu belirtti. Anadolu mutfak kültürünün dengeli tagaddi açısından az çok varlıklı olduğunu tabir eden Soner, şunları kaydetti: “Sağlıklı beslenmemizde müstelzim dengeyi yeryüzü gani şekilde hayata nâkil tıpkısı mutfak kültürüne sahibiz. Günümüzde tagaddi anlayışı itibarıyla ayrımlı uçlarda değerlendirilen cilt ile sebze, zeytinyağı ile sadeyağ Anadolu aş damı kültüründe ibdai tıpkısı yapı ortamında bir arada kullanılmaktadır. Hububat, göveri ve ara sıra meyveler az miktarda vücut ile pişirilerek tıpkı tabakta ansız aşkın kumanya grubunu tüketmemizi sağlamaktadır. Tarhana Çorbası, yoğurt, dermansız, boza, kefir gibi bağışıklığı güçlendiren fermente mahsulat dahi bu dengeye haremlik etmektedir. Yenebilen tek malzemenin müsriflik edilmediğini ve liyakatsiz atılmış prensibinin mutfağımızın özünde kâin olduğunu üstelik yorumlamak gerekir.”
AA’nın haberine bakarak, sahur sofraları üzere uzmanların birlikte tavsiyeleri doğrultusunda ciddi sindirilen ve rızık değeri yüksek yemeklerin tercih edilebileceğini aktaran Soner, yeşil salata, domates, budala ile desteklenen benzeri testis yemeğinin bu tavsiyeyi genişlik gür şekilde karşılayabileceğini tabir etti. Soner, biber, domates ile pişirilen menemenin; haşlanmış kaskatı yumurtanın yoğurt ile birleştirildiği kaltaban çılbırın; otlu ve peynirli çırpılmış yumurtanın sahurda yeğleme edildiğini belirtti.