3 aylıkken yurda verildi…Babasını 9, annesini 24 yaşında tanıdı, edip oldu

Henüz üç aylıkken annesi akıl hastası olduğu, babası da apayrı kadınla evlendiği için, ablası ve ağabeyiyle alay malay yetiştirme yurduna verilen Sevda Akyüz, babasıyla 9 yaşında annesiyle 24 yaşında tanıştı

Akyüz, parçalanmamış bu olumsuzluklara karşın azamet sayesinde okuyup sosyolog olduktan bilahare tamam yaşadığı acılara iki kitapta kaleme aldı

ADANA – Henüz üç aylıkken annesi psikopat olduğu, babası da eksantrik kadınla evlendiği için, ablası ve abisiyle alay malay yetiştirme yurduna sunulan Sevda Akyüz, babasıyla 9 yaşında annesiyle 24 yaşında tanıştı. Ancak Akyüz, kamu bu olumsuzluklara rağmen oran sayesinde okuyup toplum bilimci olduktan sonradan cümle yaşadığı acılara iki kitapta kaleme aldı.

Çukurova 15. Mektup Fuarı’nda yüzlerce edip kitapseverlerle buluştu. Bunlardan biri da 42 yaşında ve 2 çocuk annesi olan Sosyolog Edip Sevi Akyüz. Fakat Akyüz’ü diğerlerinden ayıran hem kendi hikayesi hem birlikte yazdığı “Devletin Kızı Lülü” ve Hangisi Senin Hikayen” isimli kitaplarındaki esas eş öyküleri. Akyüz, henüz 2.5 aylıkken annesi psikopat olduğu, babası dahi apayrı tıpkı kadınla evlendiği amacıyla 2.5 yaşındaki ablası ve 6 yaşındaki abisiyle alay malay Yozgat Yetiştirme Yurduna verildi. Akyüz burada 18 yıl boyunca kalırken babasını ilk defa 9 yaşında annesini ise 24 yaşında gördü. Akyüz, devletin sebebiyle okuyup sosyolog oldu. Bununla üstelik kalmayan Akyüz, yurtta kalan çocukların töz hikayelerini iki kitapla kaleme aldı.

Akyüz, yazdığı kitaplar ve maltalık hikayesini anlatırken, “Babam başka tıpkısı evlilik yapıyor ve annem akıl hastası olduğu üzere ebeveynleri cemaat çıkıyor, biz 3 kardeşte arasında kalıyoruz. Elan sonraları bize büyüklük bindi imdi. İlk kitabımın adı ‘Devletin Kızı Lülü’ yani ego aidiyet duygusu yerine devletin kızı kendisine gördüğüm için ve devlette yetişmiş ayrımsız eş adına ayrıca oranın ahlakını almış biri namına topluma elbette faydalı peki biraz onu göstermeye çalışıyorum. İnsanların bizim hakkımızda, kimsesizlik üzerine ve çocuklarla bildirişim üzerine çokta zannedildiği büyüklüğünde bilgilerinin olmadığını, olanı üstelik akilane gösteremediklerini görünce güçlü biri adına kendim tefhim etmek istedim” dedi.

Akyüz annesinden bahsederken sesi titreyerek şöyle bitmeme etti:

“Annem hatır hastasıydı ve 9 yıl ilk mevt etti. Aslına bakarsanız huruç noktam birazda annem. Toplumda biz yanık insanları barındırmıyoruz. Onların yaşamasına çokça imkan sağlamıyoruz. Az Buçuk akıl hastası kadının üstelik yaşadığı şiddetli hayatı insanlara kime hangi yaşattığını göstermeye çalışıyorum. Biz yapıp unuttuğumuz şeyleri başkasının hayatını şüphesiz mahvedebiliyor az buçuk onu anlatıyorum. Ego 18 sene süresince çap korumasında kaldım ilk defa 9 yaşında babamı 24 yaşımda ise annemi gördüm. Annemle ait duygum onunla barışmamı sağladı çünkü kendine birlikte yetemeyen ve benden imdi korunmaya kadın olduğunu ayırt ettiğimde yumuşadım. psikopat ayrımsız kadına esas diyemiyor olmaktan kendimi kabahatli hissettim ve kabullendim. Babamla ilk karşılaşmamda onun bakir benzeri ailesi vardı ve tığ o aileye konuk gidiyorduk. O yüzden da kendimi çokça fazla ait hissedemedim. Kendimi bildirme haddinden fazla ilgilendiren hissettiğim meydan, devletin bana sağladığı imkanlardı ve orayı yuvam adına gördüm”

Akyüz, fuarda imza günü düzenleyip elan sonrada Adana Bala Evleri Sitesi’nde de “Güdeleme ve Muvaffakiyet” mevzulu musahabe yaptı.